Friday, February 22, 2008

ferdinand de saussure

Kaynak: Prof. Dr. A. M. Gurbanov “Umumî Dilcilik”, Bakû, 1977.
Hazırlayan: Gülzade Jabbarova

XX. Asırda dil bilimi çeşitli akımlar (cereyanlar) şeklinde gelişmeye başlamıştır. Bu asırda yalnız Avrupa’da değil, dünyanın başka kıtalarında ve Amerika’da da dil bilimi süratli bir şekilde gelişmeye başlamış ve bu ülkelerde yeni akımlar ve bu akımlara bağlı dil okulları kurulmuştur. XX. yüzyılda gelişen önemli akımlardan birisi Yapısal sosyoloji akımıdır. Bu akımların ortaya çıkmasında ünlü İsviçreli dil bilimci, Ferdinand De Saussure’ün büyük etkisi olmuştur. Onun dil ile ilgili görüşleri bir çok akımların ve okulların temelini oluşturmuştur. Ferdinand De Saussure (1857-1913) XX. asır dilciliğinin en büyük simalarındandır. Cenevreli bir anneden dünyadan dünyaya gelen Saussure, çocukluğundan itibaren dil öğrenmeye ilgi göstermiş, Latinceyi Yunancayı öğrenmiştir.
Tahsil hayatına Cenevre Üniversitesi’nde başlamış ve Leypsig’te devam etmiştir. Burada okurken K.Brugman, K.Osthof, A.Leskin’den ders almıştır. 19-20 yaşlarında öğrenci iken ilmî araştırmalarla meşgul olmuş ve bu dönemde Hint-Avrupa dillerinin ünlü sesleri ile ilgili yazılarıyla, ortaya koyduğu fikirleriye hocalarını geride bırakmıştır.
1880 yılından itibaren Paris’te yaşayan Saussure, Paris Lingustik Kurumunda çalışmış ve 1884 yılından itibaren üniversitelerde tebliğlerini sunmuştur.
1891 yılında vatanı Cenevre’ye dönen Saussure, Cenevre Üniversitesi’nde Sanskritçe ve Hint-Avrupa dillerinin mukayeseli grameri sahalarında ilgi çekici tebliğler sunmuş ve aynı üniversitede dilcilik ana bilim dalına genel başkan seçilmiştir.
Saussure 1906-1912 yıllarında Cenevre Üniversitesi’nde “Genel Dil bilimi Kursları” derslerini anlatmıştır. Genel dil teorisine dair olan bu derslerde tutulan notları, ölümünden sonra talebeleri A. Seşe ve Ş. Balli 1916 yılında “Genel Dil bilimi Dersleri” adıyla kitap haline getirmişlerdir.
“Genel Dil bilimi Dersleri” yayınlandığı zamandan itibaren bilginlerin dikkatini çekmiş ve dilcilikte büyük bir olay olarak karşılanmıştır. Dilcilik ilminin temel niteliklerini ortaya koyduğu ve bu bilim dalının sınırlarını çizdiği için temel bir başvuru kitabı olmuştur. Saussure’e kadar dilcilerin bir çoğu dile mantık, psikoloji, fizyoloji bilimlerinin yöntemleriyle yaklaşıyorlardı. Bundan dolayı dil bilimi bağımsız bir bilim haline gelemiyordu.
Saussure dili sosyal bir olay olarak kabul eder ve şöyle der: “Dil biliminin tek ve asıl konusu dildir.” Ferdinand Saussure’nin dil bilimi alanına getirdiği fikirler, bu bilim dalının gelişmesini sağlamıştır.
Bunlardan bir kaçına değinelim;
1. İşaret “Gösterge” (Signe) Teorisi:
Ferdinand De Saussure, dili açıklarken işaret kavramından yola çıkar. O:”Dil işaretler sisteminden ibarettir” demiştir. Saussure’e göre bir dil işareti “kavram” ve “ses imajı”nın birleşmesinden doğar.
2. Sistem Olarak Dil:
Ferdinand Saussure’e göre dil, bir sistemdir. O, dilin karmaşık bir yapıya sahip olduğunu göstermiş ve onun bir sistem olarak kavranması gerektiğini söylemiştir. Saussure’ün dilin bir sistem olarak değerlendirilmesi gerektiği fikrini ileri sürmesi, onun XX. asır dilciliğine yaptığı en büyük katkı olarak değerlendirilmektedir.
3. Dil ve Konuşma İlişkileri: (Bildirişim)
Saussure, ikinci olarak dil bilimi alanında dil ve söz karşıtlığını ortaya koymuş, bu iki kavramın farklarını göstermiştir.

A. Söz ile dil arasındaki farklılıklar ,
Saussure, konuşmanın ferdi, dilin ise topluma ait olduğunu söylemiştir. Bu fikre göre dil bütünüyle bu veya başka bir kişide mevcut değildir. Dil bütün olarak o dili konuşanların konuşmalarının toplamından ibarettir.
B. Söz ile dilin ilişkisi,
Saussure’nin teorilerinde konuşma ile dil arasındaki farklılıkları gösterdiği gibi konuşma ile dil arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğuna da dikkat çekmiştir. Ona göre dil ve konuşma iletişimin iki ayrı koludur. Bunlar, birbirleriyle sıkı bir birliktelik içindeler; biri diğeri için önemlidir. Dil için konuşma, konuşma için dil zaruridir. Saussure dile göre konuşmanın daha eski olduğu düşüncesindedir.
4. Sinkronizm ve Diakronizm:
Ferdinand De Saussure’e göre dil iki yönden araştırılabilir: Şu an bulunduğu durumuyla veya tarihi gelişimine göre. Bunlardan birincisine Eş zamancılık, ikincisine art zamancılık denir. Bu görüşe uygun olarak Saussure, dilciliği iki alana ayırır ve bunlarda eş zamanlı dilciliğe üstünlük verir. O, bu iki alanı birbirinden tam olarak ayırmamış; her iki alan arasında ilişki bulunduğunu göstermiştir.
5. (iç ve dış dil bilimi)
Saussure, dil bilimi iç ve dış olmak üzere ikiye ayırmış, bunlar arasına bir sınır çizmiş ve onların içerik ve görevlerini göstermiştir. Saussure’e göre iç dil bilimi, dilin yapısına ait olan meselelerle ilgilenmelidir. Dış dil bilimi ise dilin halkla olan çok yönlü ilişkilerinin tetkiki ile meşgul olmalıdır.
XX. Asır dilciliğinde bir çok akım ve okulların ortaya çıkmasında büyük rolü olan Saussure’ün dil bilimi görüşleri, bazı kusur ve zıtlıklardan da yoksun değildir.

No comments: